DAĞIYLA YAYLASIYLA NE GÜZELDİR BENİM MEMLEKETİM
  Şiirler
 
ELVEDA REŞADİYE 
 

      Reşadiye dedin de hemen aklıma geldi,

      Bereketsiz toprağın gözü tok çocukları.

      Çektikleri ayrılık canım, ciğerim deldi

      Aylarca ayrı yaşar evinden birçokları.

                        Böyle batı kıymadı, toprak toprak olalı

                        Bir odanın içinde serili cümle malı

                        Ormandan açılmış tarlalar kaplar yamacı

                        Erdem Kırı doğuda, kuzeyinde Bozcalı.

      İskefsir’in düzünden görünüyor Tozanlı.

      Kelkit ırmağı akar her zaman kanlı

      Boy boy çiçekler açar yaylalarında

      Kadınlar gelin gibi, erkekler delikanlı.

                              Büyük pazar kurulur Selemen’in düzünde

                              Toprağına güvenme, halkı durur sözünde

                              Kimse bilmez sır saklar içinden geçenleri

                              Dostudur doğruların kötülük yok özünde.

      Menekşe Pınarında sofra açar Beribak

      Misafir şerefine alkış tutar her yaprak

      Yüz on parça köyünü bir bir hatırlıyorum

      Elveda Reşadiye, bakımsız güzel toprak.

                                    Rahmi Dönmez-1961

                              (Reşadiye Ortaokulu Eski Müdürü







“BOSTANKOLU YANGINI”

                        - Vukuat Haberi

      Gece yirmiiki sularında

      Gedehor’dan görünmüş alev

      Şimdi Bostankolu’ndan geldi haber

      Yanan üç

      İki hafif yaralı

      On ölü var

                        - Yardım ve soruşturma ekibi yola çıkıyor

      Gördükleri bir toprak yığınıydı

      Yer yer duman tüten

      Alt yanda kazma kürek çalışılıyor

      Üst yanda kadınların

      Uy bacım, bacım çığlıkları

      Gökleri tutuyordu

                        - Bostankolu muhtarı anlatıyor

      Teze yatmıştım

      Gürültülerle fırladım yataktan

      Etraf gündüz gibiydi

      Alev minare boyu

      Komşular yetişti öteden

      Ahmetgilleri zor çıkardık

      Küçük pencereden

                        - Kurtulanlardan biri konuşuyor 
 

      Deliksiz bir uykuya bırakmıştık kendimizi

      Yengem ahıra gidecekti çırayla

      Bir duman kokusuyla

      Uyandım neden sonra

      Düşler içindeyken masmavi sütbeyaz

      Bir güçlü alev geldi üzerime

      Kapıyı açar açmaz 
 

      Bir ölüm şaşkınlığı sarmıştı beni

      Bağırıp bizimkilere çocuğu kaptım

      Yengemle el ele çıkarken

      Bir an

      Bir amansız direk ayırdı kapıda

      Zavallı Şehriban

                        - Ölüler konuşuyor

                  (1)

      Ben Ali'yim Bostankolu'ndan

      Ali Fırtına

      Uyandım ki kapı alevler içinde

      Her taraf duman

      Tek göz evde altı çocuk

      Kimi uyur kimi uyanık

      Pencere yok ki kurtulalım

      Çıkmak istedim bacadan

      Yıkılıverdi baca, yıkılıverdi duvarlar

      Altında kaldım.

                        (2)

      Ben, Ali karısı Faden

      Sabahım uyardı beni uykudan

      Hayat yalavu içindeydi

      Odamız duman

      Sarmaladım yüzümü

      Kapıya yöneldim eteğimde çocuklar

      Birden nasıl oldu bilmem

      Bir yanım mı tutuştu ne

      Gayrısını hatırlamam

                        (3)

      Ben yanarak ölmüştüm

      Yarım gireceğim toprağa

      Ben Bostankolunun kadersiz kızı

      Hala yüreğimde sanki

      Yanarken duyduğum sızı

      Acep sağ mıdır kocam

      Ben iki aylık gelin

      Adım Şeriban

                        M.Nihat Etiz

                        (Reşadiye Eski Kaymakamı)





İSKEFSİR’DE GEZİNTİ 
 

      Varam gidem İskefsir’i gezeyim

      Bu gönlüme gönüldaşı bulunur

      Dertlerimi sıra sıra dizeyim

      Elbet her derdin bir başı bulunur.

                        Tinyaba, Tilemse, Turaç, Karataş

                        Çakraz, Bereketli, Bozcalı’dan aş

                        Dumanı kalkar da doğarsa güneş

                        Perşembe yaylasının kuşu bulunur.

      Firenkköy’den, Fındıkçalı, Büşürüm

      Fındıcak’a çıksam orda üşürüm

      Hebüllü’de madımaklar döşürüm

      Kaynamış kazanda aşı bulunur.

                        Kapaklı, Kotanı, Meğdün, Değeri

                        Bağdatlı, Kovanı, Gördolos beri

                        Nebişeyh, İbrahimşeyh güzeller yeri

                        Başına bağlamış puşu bulunur.

      İslamlı’dan engin Pertek, Kuzbağı

      Ketençukurunda süt, yoğurt, yağı

      Keçiköy kalesi, karşı Çal Dağı

      Katmerli kayalar taşı bulunur.

                        Uluköy, Çakırlı, Konak ötesi

                        Gönül ister Gödölöş’te yatası

                        Yavdaş’ın içinde Avara Tepesi

                        Ha deyince üç beş kişi bulunur

      Halaçlı’dan, Gemene’den, Keteniği

      Mevlam sever muradına yeteni

      Eker biçer toprağında biteni

      Herkesin kendince işi bulunur.

                        Cimi, Hasanşeyh-Tekke’den, Baydarlı

                        Selemen kırında kış olur karlı

                        Demircili’den seven gönül karlı

                        Aşk ile gözümün yaşı bulunur.

      Eymür, Yağsıyan’a varsam sazınan.

      Kızılcaviran’ı görsem gözünen

      Erdem kırına çıksam yazınan

      Kebabı, kaymağı, keşi bulunur.

                        Eşref bu destanı alem duyacak;

                        Bu hasretlik beni ayrı koyacak;

                        Çengibağ’ı, Danişment, Kuyucak

                        Yaz baharında çok kışı  bulunur.

                                          Aşık Eşref Tombuloğlu 

 
 
  Bugün 7 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı! www.danismentim.tr.gg www.naazimca.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol